YEŞİLE DÜŞTÜM
YEŞİLE DÜŞTÜM
Yeşile Düştüm Şaziment KÜSKÜ hocamın ilk kitabı. Zahmet edip lütfedip kitabını bana da gönderdi. Karınca kararınca kitapla ilgili duygu ve düşüncelerimi ifade etmek, yazmak istiyorum.
Kitabın başlarında öykü ve şiirselliği olan güzel sözler var. Sayfalarda ilerledikçe şiire geçildiğini görüyorum.
Kitabın ilk sayfalarında yer alan “Ömrümün Baharı Neredesin?’’ öyküsü oldukça ilgimi çekti. Ayrıca öykü kahramanlarının isimlerinin de Yusuf ve Züleyha olması insanı Kur’an’da da anlatılan Hazreti Yusuf ile Züleyha arasında geçen aşkı ve olayları hatırlatıyor. Elbette günümüzde de samimi ve harbi aşklar yaşanmakta.
Hikâyeyi okudukça hikâye insanı etkiliyor ve devamını merak ediyor insan. İyi bir kurgusu var fakat şarkıda denilen “Kim demiş, sevgiler ayrılıklarla biter?’’ sözünün aksine ölüm onları ayırıyor ve öykü bitince okuyucuda derin bir hüzün, keder kalıyor.
Kitabın sayfalarında ilerlediğimizde özlü ve güzel sözler karşılıyor bizi. Aklıma Cenap Şahabettin’in Tiryaki Sözer’i geliyor:
“İnsan bir avuç gözyaşı. Doğarken de ölürken de…”
“Okunan her kitap acısız bir tecrübedir.”
İnsan sözleri seçmekte zorlanıyor, hepsi güzel ve özlü sözler, şiirsellik söz konusu bu sözlerde.
Kitaptaki şiirlere gelince: Kitabın adından da anlaşılacağı üzere şiirlere yeşil renk hâkim:
YEŞİLİM
Sana bir şiirler olmuş yeşilim
Kalbin aklın aşk içinde
Nereye baksam
Ona sevdalı yazılıyorsun.
Yeşil ve mavi renkler benim de en sevdiğim renklerdir çünkü bana göre bu renkler doğayı, denizi… Onların güzelliklerini hatırlatır.
GÜN DOĞUMU
Otur şöyle gönlümün manzarasına
Güneşin doğuşunu izleyelim göz bebeğinde
Sonra tutulsun kelimelerim
Ay gibi gülüşünde, dedi.
Kitaptaki şiirlerde-yukarıdaki iki şiirde görüldüğü gibi -aşk başta olmak üzere hüzün, umut, sevgi, ölüm, anne sevgisi vb temalar yer almakta. Cahit Sıtkı’nın çok sevdiğim bir şiir tanımı vardır: “Şiir az sözcükle çok şey anlatma sanatıdır.” der. Bu sözden hareketle Şaziment Hoca -nâmı diğer şair- bunu başarmıştır. Şiirlerinde mecaz, istiare, benzetme gibi şiirde çok anlamlılığı sağlayan söz sanatlarını maharetle kullandığını görmekteyiz.
İşte bir şiir daha; teması ölüm:
ÖLÜM
Bir çığlık koptu
Karlı dağların ardından
Bilen var mı?
Duyan var mı?
Bir ananın bağrında
Ölüm kaç hece?
Kitapta pek çok şiiri sevdim: Yetim, Öyle Bir Gel ki, Hani Diyorum ve Annem şiirleri
Hele Annem şiirini…
Yaklaşan Anneler Günü (14 Mayıs) vesilesiyle şefkat, fedakârlık ve hoşgörü abidesi annelerimiz (Ölen annelerimize rahmet, yaşayan annelerimize Allah sağlık versin) için kitaptan Annem şiiri:
ANNEM
(…)
Gönlü gök kadar geniş, sevgisi geceler kadar
İnce ve derin
Bulutların kıskandığı, yıldızların imrendiği
Şefkatin heykelisin annem
Sen benim, en içten vuslatın
Ayrılığına tahammül olmayanım
Yaralı yüreğinde evladı kokanım
Bir damla yaşını
Okyanuslara değişmediğimsin annem
Sen benim
Sen benim, yüreğimin
Başlı başına şiirisin annem
Şiir, bize anne sevgisini, şefkatini, fedakârlığını çok güzel anlatmış, fazla söze hacet yok. Bu hususu da bir güzel sözle tamamlayalım: “Kadınlar fiziki olarak yeterince güçlü olmayabilir ama anneler çok güçlüdür.”
Şiirler çok, yazı ise daha da uzayacak. İyisi mi ben şu tespiti yapayım. Bu kitap yazarın, şairin ilk kitabı; aynı zamanda yazacağı diğer güzel kitapların ayak sesi ve habercisi.
Zaman zaman üzüldüğümüz hatta kızdığımızda- dostlardan gör(e)mediğimiz vefa ve hoşgörüden ötürü sitemimizi dile getiren kitaptaki bir şiirle satırlarımı sonlandırayım.
KİME
Kime kıymet verdiysek
Bilmedi gönlümüzün kıymetini
Kime gönül verdiysek
Bilmedi sevginin değerini
Kime yâr dediysek
Kopardı gönlümüzün en ince telini
Kime muhabbet duyduysak
Bıraktı gönle sözün en zahmetlisini
HÜSEYİN AVCI
(Turkuaz)