Psikoloji

Psikolojik Terimler -I-

Merhaba değerli okuyucumuz. ???? Seri şeklinde yayınlanacak olan psikoloji köşemizde, her ay sizler için birkaç tane psikolojik terimi ve açıklamalarını paylaşacağım. Böylelikle hepimizin içinde yaşadığı ya da yakın çevresinde karşılaştığı -ancak ismini bilmediği- sorunlarla resmen tanışmış olacağız. Çünkü bir sorunu resmen tanımak demek, çözülmesi için en büyük adımı atmış olmaktır. Bu ay Akut Stres Bozukluğu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Paranoid Kişilik Yapısını inceleyeceğiz. Biliyorum, günümüz şartlarında kolay değil ancak hepinizin ruhsal bütünlüğünüzü koruyabilmek için gereken dayanıklılığa sahip olmanızı diliyorum. Keyifli okumalar.

Akut stres- Stres bozukluğu

Tanım: Bir veya daha fazla olay ve travmaya maruz kalmaya bağlı olarak gelişebilecek karakteristik tepki semptomlarının kümesi. Anormal bir olaya verilen normal olmayan tepkiler.

Açıklama: Her bireyin stresli olaylar karşısında verdiği tepkiler ve bunlarla başa çıkma düzeyleri farklıdır. Ancak, travma sonrası ciddi sıkıntıların devam etmesi ve gündelik yaşama etki etmesi de az rastlanır bir gibi durumlarda, kaygı, endişe, huzursuzluk gibi tepkiler, bireylerin etraflarındaki insanlarla ilişkilerini ya da iş yaşantılarını olumsuz etkileyebilmektedir. Eğer bu tepkiler uzun zamandır yaşanıyor ve artık bireyin gündelik işlevselliğini bozacak etkiler yaratıyorsa, eğitimli ve deneyimli bir uzmana danışmak gerekmektedir.

‘’Tepkiler’’, derken kastettiğimiz ne, hemen buna değinelim.

Özellikle hissizlik, yabancılaşma ve aralıklı olarak irkilme durumu ASB’nin belirgin ve özellikle önem taşıyan tepkilerindendir. Bunun yanı sıra travmayı hatırlatan bir durumda ani tepkiler verme, normal bir zaman diliminde uyuma güçlüğü çekme, insanların olduğu yerlerden kaçma ve sürekli yalnız kalma isteği ASB’nin yaygın tepkileri arasında yer alır. Bu belirtiler çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir, fakat bazı kişilerde bu travmanın etkisinde aylarca, hatta yıllarca kalabilirler.

Bilişsel-davranış tedavisi, ilaç tedavisi, yeni sayılabilecek bir yöntem olan EMDR* gibi yöntemler ile tedavisi mümkün olan bir durumdur.

EMDR*: Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme yöntemidir, psikoterapist Francine Shapiro’nun geliştirdiği, ABD’de 1987 yılında yaratılan travma sonrası tedavi yollarından biridir. Psikotravmatoloji dalına bağlı bir ruhsal tedavi yöntemi olmaktadır. EMDR’de duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece o deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Edindiğimiz bilgiler gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur. Bu sistem normal çalıştığında ruh sağlığını ve insan gelişimini öğrenme yoluyla desteklediği için adaptif, uyumlu bir mekanizma olarak kabul edilir.

 

 

Post-travmatik stres bozukluğu durumu.-TSSB- Travma sonrası stres bozukluğu

Tanım: Birden fazla travmaya maruz kalındıktan sonra gelişebilen bir reaksiyondur.

Açıklama: Post-travmatik stres bozukluğunun başlıca özelliği, trafik kazası, çatışma, tecavüz, yangın, doğal afet gibi herkesi korkutan, kişinin fizik bütünlüğünü tehdit eden ya da ölüm tehlikesi oluşturan bir olaydan sonra özgül birtakım semptomların gelişmesidir. Benzer bir olayla karşılaşan ya da sadece şahit olan kişi, olaydan aşırı korktuğunu, çaresizlik ya da dehşet duygusu yaşadığını belirtir. Olayın şiddetli ve kişiye yakın olması, hastalık belirtilerinin gelişme riskini artırmaktadır. Böyle bir olayla karşılaşan kişide post-travmatik stres bozukluğu gelişir. Dışarıdan bakıldığında olayı yeniden yaşıyormuş izlenimi veren disosiyatif nöbetler, hastalığın en belirgin semptomudur.

Bu durumdaki kişiler olaylarla başa çıkmak için bazen dikkatini yöneltebileceği bir şey bulur, bazen mizah yoluna başvururlar. Ya da benzer şekilde bir kaçış rampaları vardır. İş yerlerindeki veya okuldaki başarılarında azalma görülür. Bilişsel-davranış tedavisi, ilaç tedavisi, yeni sayılabilecek bir yöntem olan EMDR gibi yöntemler ile tedavisi mümkün olan bir durumdur.

 

Paranoid Kişilik: Paranoyayla ilgili, paranoid sanrı, paranoid durum. / Açıklama: Paranoid kişilik bozukluğuna sahip kişilerin gösterdiği en temel özel özellik “güvensizliktir”. İnsan ilişkilerinde mantıklı akıl yürütme yollarıyla aksi iddia edilemeyecek bir güvensizlik yaşarlar. Bu paranoyalar, kendilerini korumak adına tercih ettikleri yalnızlığı daha belirgin kılar, sosyalleşme sürecinde tehdit edici bir unsur halini alır. Paranoyalar sağlıklı insanların da zaman zaman şüpheci yaklaşımlarından kaynaklı sahip olabileceği düşünce kalıplarıyken, paranoid kişilik bozukluğu olan bireylerin paranoyaları günlük hayatın işlevini ve kalitesini bozacak derecede yoğundur. Bu durum paranoid durum olarak adlandırılır.

(Bu arada belirtmek isterim ki, yabancı kaynaklardan yaptığım çevirilerde gördüğüm adlandırmalar, Borderline Kişilik Özelliği, Paranoid Kişilik Özelliği, Antisosyal Kişilik Özelliği vb. şekillerdeyken Türkçe’de ‘kişilik BOZUKLUĞU’ olarak kullanıyoruz. Merak etmeyin bozuk değilsiniz, kendinizi kötü hissettirecek sözcüklerden, her zaman olabildiğince kaçının.)

Paranoid kişiliğe sahip kişiler, söylenenleri olduğu gibi kabul etmez, altında sürekli bir anlam arar. ‘Ne demek istedi acaba?’ düşüncesine sahip olmaları sebebiyle, çoğu zaman sağlıklı bir iletişimin önüne ket vururlar. Karşılarındaki insanın ondan mutlaka bir beklentisi olduğuna, her insandan mutlaka zarar göreceklerine ve koşulsuz sevgi kavramının olmadığına inanmış durumdadırlar. İnsanlarla ilişkilerinde problemi kendileri yaratsalar da karşı tarafın tek bir olumsuz sözünü tehdit olarak algılayıp sözel saldırıda bulunabilirler. Aşırı kontrolcü davranırlar, bunu yapamadıklarında ise şüphecilikleri artar ve karşılarındaki insanları asılsız biçimde suçlamaya başlarlar. Psikoterapi, hipnoterapi, ilaç tedavisi gibi birçok yöntemle tedavi edilebilen bir durumdur.

Selin Sivari

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu