Geziİnceleme

Ne Görüyorsun?

Ne Görüyorsun?

 

Angarya Dergisi’nde yazılarımı takip edenler bilir. Ben yaklaşık bir yıldır dünya lezzetlerini tatmak için farklı ülkeleri geziyorum. Aynı zamanda Instagram ve YouTube mecralarına içerik üretiyorum.

 

Merak etmeyin bu yazıda size gittiğim veya gördüğüm bir ülkeyi anlatmayacağım. Angarya Dergisi’nde bana ayrılan bu köşede size bir insanın hayali olmadan hayalsizliği, hayallerle gerçekleştiremeyen ve sürekli hayallerimin peşinde koşuyorum diye kendi avutan insan modelinden bahsedeceğim.

 

Ben Türk toplumu olarak yeteri kadar hayal kurmadığımızı düşünüyorum. Çünkü hayal ile gerçeklik arasında çok büyük fark olsa bile, insanoğlu yaşamıyla ilgili istediği bir olguya kavuşunca birbirinden çok farklı olan kelimeleri bir anda çok güzel bir şekilde şu cümleyle dile getiriyor; Hayallerimi gerçekleştirdim…

 

O zaman biz hayal kurana niye gerçekçi ol veya gerçek hayata dön diyoruz. Cevabı çok basit. Az ya da çok, büyük ya da küçük hiçbir şekilde hayal kurmuyoruz.

 

Döneminin önde gelen edebiyatçılarının yarısının çok sevdiği ve yazılarını olağan üstü bulduğu, diğer yarı kalan kısmının da sürekli eleştirdiği ve yazılarını saçma bulduğu 1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların başında yaşamış, hayalcilik akımının öncülerinden olan Marcel Proust, konu ile ilgili şu güzel sözü söylemiş:

 

‘Biraz hayal kurmak tehlikeliyse, bunun çözümü daha az hayal kurmak değil, daha fazla ve her zaman hayal kurmaktır.’

 

Bu sözü söyleyerek aslında çoğu şeyi özetliyor; sizin de konuyu net bir şekilde anladığınızı düşünüyorum.

 

Bence Marcel Proust’un yazılarını beğenen ve yazdığı şeyleri gerçekçi bulan yazarlar, çevrenizde siz bir düşüncenizi gerçekleştirmek istediğiniz bir hayali anlatınca size inanan ve elinden geldiği kadar destek olan insanları simgeliyor.

 

Yazılarını beğenmeyen yazarlar, çevrenizde bir hayal kurduğunuzda gerçek dünyaya dön diyen ve umutlarınızı kıran insanları simgeliyor…

 

Peki, yazımın başında gezgin olduğumu veya ne yaptığımı niye söyledim?

 

Emin olun abartmıyorum her gün aldığım yüzlerce yorum ve mesajın çoğunluğu şu cümlelerden oluşuyor:

 

“Fevzi Bey ne güzel, sürekli geziyorsunuz. Hayalimi gerçekleştiriyorsunuz!”

 

Evet anlayabiliyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu durum, ekonomik sıkıntılar bazı düşüncelerimizi gerçekleştirmede etkili oluyor ve yeri geliyor hareket edemiyoruz. Her şey maddi konularda kilitlenip kalıyor…

 

İşte tam bu noktada Marcel Proust, size öyle güzel bir cümle söylemiş ki:

 

“Tek gerçek yolculuk; aynı gözlerle yüz değişik ülkeyi dolaşmak değil, aynı ülkeyi yüz değişik gözle görebilmektir.”

 

İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz?

 

Hayalcilik kuramını işleyen ve sürekli hayal kurmak, yolculuk ile ilgili yazılar yazan Marcel Proust 45 yıllık ömrünün çoğunu odasında geçirmiştir. Hiç evlenmemiştir. Astım hastasıdır.

 

Bence şimdi tam olarak nerde isen ve ne yapıyorsan çevrene farklı gözle bakmanın tam zamanı…

 

Ne görüyorsun?

 

Yorumlarda buluşalım…

 

 

 

Fevzi ERDEN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu