Edebiyat

ÜNSÜZ SERİ KATİL MADAME MUSTANG

Kısım -VI-

 

ÜNSÜZ SERİ KATİL MADAME MUSTANG

Kısım -VI-

Kaçış Planları

…İlk defa bir yerde bu kadar uzun süre kalıyorum, bu yüzden öncekilerde dikkat çekmemiştim. Sanırım artık gitmenin vakti geldi. Belki de bu işin sonu, benim için pek de iyi olmayacak. Ama pes etmek yok. Her ne olursa olsun, bu karmaşadan kurtulmalıyım. Hayatta kalabilmek için her şeyi yapmaya hazırım, bu benim son sözüm.

 

Kısım -VI-

Kaçış Planları

Nadiren gittiğim bir butik kafede gazetemi okuyordum. Dışarda beş masası olan, içerde ise birkaç tane bar taburesinin bulunduğu, duvarlarında fildişi-altın sarısı işlemeli duvar kağıdının eskimişliğiyle oldukça özensiz ve salaş bir yerdi burası. Benimle birlikte 2 masa doluydu. Bir de karşı masamda pipo içen ve gazetesi neredeyse belden yukarısının tamamını kaplamış bir adam vardı. Sadece fötr şapkasının ucu görünüyordu. Kahvemi yudumlamak için gazetemi indirdim, kahvemden bir yudum aldım. Gazeteyi tamamen bırakıp yoldan geçen insanları inceleme isteğim ağır bastı ve öyle yaptım. Düşüncelere dalmışken bir ses duydum: ‘’Clea!’’

İrkilip kafamı kaldırdığımda ise fötr şapkayı tanıdım, karşımda oturan adamdı. Sonra yüzünü tanıdım, Gabriel’di bu! Ancak son zamanlarda yaşadığım olaylar, sorgu süreci, kısılmışlık hissi beni o kadar boğmuş olmalı ki, normalde bu eski arkadaşımın boynuna sarılıp: ‘’ Seni gördüğüme inanamıyorum! Nerelerdesin? Ne zamandır görüşemiyoruz!’’ gibi abartılı tepkileri rol yaparak verebiliyor olmama rağmen, resmen kendimde güç bulamadım. Sadece şunu diyebildim: ‘’Ah, Gabriel! Gel otur lütfen…’’

Tam bu noktada eski dostum Gabriel d’Orlonne, bir gizli ajan olarak beklenmedik bir şekilde hayatıma yeniden girdi. Yıllar önce yakın arkadaştık ama zamanla ayrılmıştık. Şimdi karşılaşmamız ise beklenmedikti.

Gabriel’in ani ortaya çıkışı beni şaşırttı ve biraz kuşkulandırdı. Ama yılların dostluğu ve Gabriel’in samimi tavırları beni ikna etti. Geçmişi konuştuk, eski günleri yad ettik ve aramızdaki bağı yeniden kurmaya çalıştık. Ancak konuşmalarımız beklediğim gibi ilerlemedi. Gabriel, benim hakkımda bir şeyler öğrenmek istediğini ima etti, bilemiyorum ya da burada benim hislerim devreye girdi. Endişemi gizlemeye çalışsam da Gabriel’in sorgulayıcı bakışları beni rahatsız etti.

Daha fazla bilgi istediğinde kendimi savunmak zorunda kaldım. Gizlice işlediğim suçları konuşmak istemesem de Gabriel’in ısrarıyla gerçekleri açıkladım. Ama bunu yaparken ona tam olarak güvenip güvenemeyeceğim konusunda belirsiz hissettim.

Gabriel ise benim itiraflarımı dinlerken içsel bir çatışma yaşadı, o kocaman gözleri hiçbir hissini gizleyemeyen sinema perdesi gibilerdi. Eskiden duyduğu duygular yeniden alevlendi ama benim işlediğim suçlarla başa çıkmak zorundaydı. Ne yapacağını bilemiyordu. Sonunda bir anlaşma yaptık. Ülkeden kaçmak istediğimi ve bunun için Gabriel’in yardımına ihtiyacım olduğunu söyledim. Eski dostum bana yardım etmek istiyordu ama aynı zamanda vicdanı da onu rahatsız ediyordu.

Venedik’e kaçmak için bir plan yaptık -ama bu kaçış, bizi daha büyük tehlikelere sürükleyebilir, biliyorum. Birlikte hareket etmek zorundayız -ama aramızdaki gizli çatışma her an ortaya çıkabilir. Çok fazla ama var işin içinde! Bu konuşmalar yaklaşık bir buçuk hafta içinde yapıldı, kararlar bu kadar kısa bir sürede alındı işte.

Gabriel, ofisimde otururken sessizlik çöktü etrafımıza. Ona dönerek sordum: “Peki, gerçekten buraya ne için geldin, Gabriel?”

Derin bir nefes aldı ve gözlerime bakarak itiraf etti: “Aslında, sana bir şey itiraf etmeliyim, Clea.”

Kaşlarım çatıldı. “Ne demek istiyorsun?”

Ciddi bir ifadeyle devam etti: “Bir süredir seni izliyorum. Ne yaptığını, işlediğin suçları biliyorum.”

Yüzüm dondu, şaşkınlıkla ona baktım. “Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?”

Sessizce cebinden bir dosya çıkarıp masaya koydu. “Bu belgeler, cinayetlerini ve banka hilelerini ortaya çıkarıyor, Clea. Artık saklanacak yerin kalmadı.”

Dosyayı açtım ve içeriğe baktım, yüz ifademi bilemiyorum ama dehşete düşmüş bir ifade takınmış olmalıyım -çünkü gerçekten dehşete kapıldım: “Bu… Bu nasıl mümkün olabilir?”

Koltuğunda geriye yaslanarak devam etti: “Seni yakalamak istemiyorum, Clea. Aslında, seni kurtarmak istiyorum. Ülkeden kaçabiliriz, birlikte yeni bir hayata başlayabiliriz.”

Karışık duygularla dolu bir bakışla ona baktım. “Ama neden? Neden bunu yapıyorsun?”

Gözlerini dikti bana. “Çünkü seni seviyorum, Madam. Gençlik yıllarımızdaki hatıralar, içimdeki duyguları yeniden alevlendirdi. Ve seninle birlikte olmak istiyorum.”

Şaşkınlıkla ayağa kalktım, duygularımı dizginlemeye çalışarak yanına doğru yürüdüm. “Ama bu… bu delilik! Birlikte bir ülkeden kaçmak mı?”

Kararlı bir şekilde kalktı ve elimi tuttu. “Belki delilik, ama seninle birlikte olmak için her şeye değer.”

Belli ki yeni bir sayfa açılacak hayatımda… Buradan daha özgür olabildiğim bir sayfa. Ama bir şeyden eminim, konacak bir yer bulamayıp da ömrü boyunca denizin üzerinde uçmak zorunda kalan bir kelebek kadar özgür olabileceğim. Hepsi bu olacak.

Her insan, her canlı yorulur ne de olsa!

 

Selin Sivari

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu