MUHACİR YÜREĞİM
MUHACİR YÜREĞİM
Kızılımsı ışıklar altında edilen sürgün
Adım adım, karış karış işgal edildin
Mahur gözler karşısında
Çorak topraklar almak isterken seni koynuna
Yok dedim, yok burada tükenmez bu kalem
Bir şiir yazmalı
Öyle bir şiir ki Ensar olmalı o muhacir yüreğe
Önce bir çay demlemeli
Sonrasında yeni sarılmış bir tütün
Biraz daha beklemeli galiba
Radyodan bir frekans Ermeni türküler resmetmekte
Of şiirler nereye gizlendiğiniz öyle
Muhacir yüreğim
El sürülmemeli mi nasırlı yüzüne
Gözler kapkaranlık çarşaflar mı giymeli
Başaklar kurmaya yüz tutuyor
Terk etmeli bu şiiri
Yok dedin, yok burada tükenmez bu kalem
Dışarıda ezan sesiyle Ensarlar doluşuyor zihnime
Kanat çırpıyor gün ışığıyla güvercinler
Şiirler akın akın sürgün ediliyor muhacir yüreğime
Bir dize, bir kıta sonrasında
Renksiz şiirler doğuyor gebe kaleminden
Çay içiyor dudaklarım, dumanlar yeşertiyor tütünleri
Dışarıda gürültü eşliğinde zıplıyor çocuklar
Hadi diyorum renk ver bu şiire
Yok dedin, yok burada renk vermez bu tükenmez kalem
Sürgünler tükendi tükenecek beyazlar yaklaşır
Tırnaklarım tükenmez kaleme kırmızı rengi verir
Çorak toprak çatladı çatlayacak içinde bir tohum
Yeşerdi sol kulağımdan aşağı şakağım
Dost elini uzattı yaklaştı ölüm
Yok dedin, yok burada tükendi kalem
Sinan Salih Güngör