Edebiyat

KARIŞIK RENKLER

Siyah ve Lila

Karışık Renkler

Yazılıların bitmesine iki gün kalmıştı, Yağmur’un aklında bir an önce okuldan, Ankara’dan uzaklaşmak vardı. Okulun ikinci döneminden beri hayalini kurduğu şey odasıydı. Ne babasıyla gitmeyi sevdiği deniz ne yemeyi çok sevdiği lezzetlerin olduğu lokantalar vardı aklında. Odasında kurduğu dünyanın her rengine yeniden dalıp boyanmaktı.  Küçük çalışması annesinin ısrarıyla beyaz renkte olsa da o, ders çalışmak için her oturduğunda lilaydı gördüğü. Lila; çizdiği resimlerinden başlayarak kıyafetlerine, kullandığı okul eşyalarından ayakkabılarına kadar hâkim tek renkti.

İkizi Nehir de Yağmur gibi bir an önce tatilin gelmesini istiyordu. Onun aklında bir yere gitmek yoktu. Ankara’yı Yağmur’un aksine seviyordu. Geçen yıl ara tatilde geldiklerinde babası ve kardeşiyle Ankara Kalesi dahil üç ayrı müzeyi gezmiş, o günü günlüğüne tek kelimeyle not etmişti: yorgunum. Nehir’in Ankara sevgisi içinde beğendiği her şeyi bulabilmesinden kaynaklanıyordu. Doğum gününde çok istediği uzak doğulu şarkıcıların, anime karakterlerinin renkli baskıları olan siyah tişörtlerin alınmasını istemesi de bu sevginin temelini oluşturuyordu. İkizi ve babasıyla Kızılay’daki bir mağazadan beğenerek seçtiği tişörtler günlüğünde 13 yaşının en unutulmaz anı olarak yazıldı. Siyah ton Nehir’in rengiydi.

Yağmur ve Nehir, Anneannesinin evine okulun ikinci dönemi deprem yüzünden gelmişlerdi. Yağmur, geçici olacağını sandığı bu durumun anne-babasının da haziran ayında temelli olarak Ankara’ya taşınma isteklerini dillendirmeleri ruhunu sıkıyordu. Üç yaşında Ankara’dan geldikleri Adana’ya öyle bir bağlanmıştı ki baba memleketi özelliği en düşük sebepti Adana’ya bağlanmak. Kar yoktu kışları Adana’da ama kara gitmeyi seviyordu. Soğuk kış günleri yoktu ama tavada pişirilen kestaneye de bayılırdı. Adana demek onun için her anı ilk kez yaşanan maceralardı. Yedinci sınıfın başında arkadaşlarıyla şehir içi otobüsüne binmek, bir dönerciye ya da çiğköfteciye gitmek ilklerinin ilk unutulmaz anlarıydı. Bir de Adana hep yeşildi onun gözünde. Nehir şehir konusunda o kadar net değildi. Bir yaz tatilinde Anamur’dan başlayarak Çanakkale’ye, oradan Bursa’ya çadır kurarak gezmişler Akdeniz’in hemen hemen tüm sahil şeridini dolaşmışlardı. O vakit günlük tutmadığına hayıflanır dururdu. Kaş’taki tarihi yerleri gezerken öğrendiği arkeolog terimini içselleştirmiş, büyüyünce hangi mesleği yapacağına karar vermişti. Bu yüzden Ankara’daki müzeler dikkatini çekmiş, her hafta bir müzeye gitmeyi hayal eder olmuştu. Ama onun da Ankara’nın soğuğu nisan sonu olmasına rağmen hala devam ediyor olması canını sıkıyordu. Ve Ankara koyu griydi hep.

Depremi yaşamış ve hayatlarının bir anda değişimi karşısında afallayan iki kardeş artık ne Ankara’yı sevebiliyor ne de Adana’ya dönebilme ihtimalleri olacağına inanıyordu. Karışık duygu halleri anneanne evinde teyzeleri ve kuzenleriyle çatışmaya dönüşüyor, Adana’da görevi icabı kalan babalarının yokluğu da eziyordu onları. Her gün mor renkliydi. Okula gidip geldikleri yol kenarında gördükleri, okul bahçesindeki çiçekler, hatta gök bile mor renkti. Resim çizmek istemeyen bir Yağmur ve günlük tutmayı önemsemeyen bir Nehir şehrin morunda soluk bir siyah ve lilaydı artık.

Ne kolaydı dışardan deprem bölgesine bakmak. Hayat devam ediyordu belki ama orada dehşet anları ölümle ilk kez ve de ciddi ciddi karşılaşan bu iki kardeşin 13 yaşında ağır bir travma yaşamalarına neden olmuştu. Ve uzaktan üzülen herkes gibi Ankara’daki akrabaları da uzaktan üzülmekten başka bir şey yapamıyordu. Oysa onlar ne çok ağlayacaktı ve gözyaşlarında ölgün bir ebemkuşağı soluk renkleriyle kaç kez belirecekti. Belki de şehrin orta yerinde tüm apartman devlerine haykıracaklardı, isyan eden mink yürekleri “hayır” derken ses telleri yırtılacaktı. Artık tüm renkleri hayatın birbirine girmişti deprem yüzünden.

 

Mehmet Özcan Yasdıbaş

(Turuncu)

4 Yorum

  1. Her duygunun, yaşanmışlığın bir rengi vardır. Mavinin derinliğinde, yeşilin ferahlığında yazılarınız daim olsun.

    1. değerli öğrertmenim çok teşekkürler beğenin için nice yazılarda selamlaşmak dileği ile.

  2. Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam ????
    Gülüşü güzel olanların yüreğinde derin acıların olduğu belli…
    Gülüşünüz ,renkleriniz solmasın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu