Edebiyat

Hadi Değiştir Beni!

Hadi Değiştir Beni!

Basit birkaç kelime ile de anlatılabilir tüm söylediklerim. Yılların bana bıraktıkları; bazı mutlu anlar ve iki üç çürümüş dişten ibaret. Düşündükçe aklım da sızlıyor, dişlerim de. Tam yerine gelmeyince yudumlarım… Yaşadıklarımdan mı yoksa tam çiğneyemeden yuttuklarımdan mı hazımsızlığım?  Ben pek dinlemedim bana verilen öğütleri.

Acıyorum plan yaparken harcadığım zamana. Acınacak halimi planlıyorum bu aralar. Planlar arasına sıkıştırdığım başarısız icraatlar var, ellerime dolanmış. Yıkasam ellerimi, çıkmaz lekesi. Tırnaklarımın arasında pisliği ve tenime kokusu sinmişti.

Bütün gücünle bastır. Altında ezdiğin ancak zamanın bana verdiği eziyet. Karşımda halime ağlayan kaderin esirgedikleri… Komik olsun diye yazılan metinlerin komik duruma düşürdüğü bir karakterim ben. Gülmüyorlar olanlara. Olan biten son derece trajik. Ön planda duru güzellikler olmadı hiç bir zaman. Abartılı takdimlerle sunulur sıradanlıklar. Sen bastır yine de çöker mi? Altında kalırım belki sen öyle buyurdun diye.

Hayata konuk olduğumdan beri hiç konuşturulmamış gibi ifadesiz bir beklentideyim. Altından geçerken tel örgünün dikenleri battı tenime. Galaksiyi anlayamayacak kadar boş beynim. Etrafı çitle çevrilmiş dünyamın. Dışarıya kalmadı artık meyilim.

Hüznün tozu kapladı tüm benliğimi. Kim bilir zaman çizgisi beni böylece vuracak. Ben dertlere meze muamelesi çekmedim hiç muhabbet sofralarında. Gelecek tohumları serdiğim su kenarları bereketinden çürütecekti beklentilerimi madem. Ah etmeden yorgun düşmeden gelseydi vadem.

Cennetin yarı açık bir cezaevi olduğunu bilsem. Cehennem sandığım hayatımı erteler miydim hiç? Pişmanlık değil asıl derdim. Ben ömrümden daha iyi günler için diyet verdim. Şimdi koşmak istediğim günlerden nefret ediyorum. Tecrübe denen bir çaresizliğe biat ediyorum.

Özeniyorum halinden memnunlara… Avuç açmasam da boyun büküyorum melunlara. Söyle bana derdin diyeti kaç rekât. Kaç bükümde tavına gelecek hayatımı tutan iplikler. Bütün gücünle çek bakalım koparabilecek misin beni hayattan. İlk ve son şans. Çınlıyor kulaklarım, kuruyor dudaklarım ve endişe içinde bekliyorum olacakları. Bastır ezebileceksen. Çıkarsam sıkıştığım köşeden merak etme sana bir şey yapmam. Recim ederim cahilliğini. Arada iki taş yersen o da artık haktır.

Hadi değiştir beni. Klasik klişeleri ser üzerime. Bilmeden başlamazsın bencilliğe. Hayat eze eze öğretir sana seçmeyi. Fikirlerini alabilir misin eline? Ya da hissettiklerini söyleyebilir misin yüzüme? Ikın bakalım beğenmediklerini ortaya, hangimiz taşıyabilir gerçekleri bu dünyada.

Geri döndürülemez işlemler silsilesidir hayat. Kimi yanarak dönüşür başka bir metaya, hayat ihtiyaç duymaz dramatik bir temaya ona bu yargıları yükleyen sensin ta ki dönüşene kadar çaresiz bir mevtaya. Kimi metamorfozdan sonra güzellik saçar doğaya. Bense bilinmezlikler içerisindeyim. Bilmeden yaptıklarımın esaretindeyim. Geri döndürmek istediklerim yok ama dönüşüp de yaptıklarımın çilesindeyim.

Yenilen! Başlamak için… Yeniden başlamak için… Her hataya bir kurban versem de. Her hatadan biraz daha büyüsem de. Bir çocuk gibi öğreniyorum. Büyümeye direniyorum. İçimde hayaller… İçinde hayaller var hayatın. Düzelte düzelte ilerlemek mecburi istikamet. Çok istesem de boş vermek imkânsız.

Aklımla kalbim ittifakı bırakalı çok oldu sanırım. Nasılsa bir sonraki raunttan payımı alırım.

Basit birkaç kelime ile de anlatılabilir tüm söylediklerim. Yılların bana bıraktıkları; bazı mutlu anlar ve iki üç çürümüş dişten ibaret. Düşündükçe aklım da sızlıyor, dişlerim de. Tam yerine gelmeyince yudumlarım… Yaşadıklarımdan mı yoksa tam çiğneyemeden yuttuklarımdan mı hazımsızlığım?  Ben pek dinlemedim bana verilen öğütleri.

Acıyorum plan yaparken harcadığım zamana. Acınacak halimi planlıyorum bu aralar. Planlar arasına sıkıştırdığım başarısız icraatlar var, ellerime dolanmış. Yıkasam ellerimi, çıkmaz lekesi. Tırnaklarımın arasında pisliği ve tenime kokusu sinmişti.

Bütün gücünle bastır. Altında ezdiğin ancak zamanın bana verdiği eziyet. Karşımda halime ağlayan kaderin esirgedikleri… Komik olsun diye yazılan metinlerin komik duruma düşürdüğü bir karakterim ben. Gülmüyorlar olanlara. Olan biten son derece trajik. Ön planda duru güzellikler olmadı hiç bir zaman. Abartılı takdimlerle sunulur sıradanlıklar. Sen bastır yine de çöker mi? Altında kalırım belki sen öyle buyurdun diye.

Hayata konuk olduğumdan beri hiç konuşturulmamış gibi ifadesiz bir beklentideyim. Altından geçerken tel örgünün dikenleri battı tenime. Galaksiyi anlayamayacak kadar boş beynim. Etrafı çitle çevrilmiş dünyamın. Dışarıya kalmadı artık meyilim.

Hüznün tozu kapladı tüm benliğimi. Kim bilir zaman çizgisi beni böylece vuracak. Ben dertlere meze muamelesi çekmedim hiç muhabbet sofralarında. Gelecek tohumları serdiğim su kenarları bereketinden çürütecekti beklentilerimi madem. Ah etmeden yorgun düşmeden gelseydi vadem.

Cennetin yarı açık bir cezaevi olduğunu bilsem. Cehennem sandığım hayatımı erteler miydim hiç? Pişmanlık değil asıl derdim. Ben ömrümden daha iyi günler için diyet verdim. Şimdi koşmak istediğim günlerden nefret ediyorum. Tecrübe denen bir çaresizliğe biat ediyorum.

Özeniyorum halinden memnunlara… Avuç açmasam da boyun büküyorum melunlara. Söyle bana derdin diyeti kaç rekât. Kaç bükümde tavına gelecek hayatımı tutan iplikler. Bütün gücünle çek bakalım koparabilecek misin beni hayattan. İlk ve son şans. Çınlıyor kulaklarım, kuruyor dudaklarım ve endişe içinde bekliyorum olacakları. Bastır ezebileceksen. Çıkarsam sıkıştığım köşeden merak etme sana bir şey yapmam. Recim ederim cahilliğini. Arada iki taş yersen o da artık haktır.

Hadi değiştir beni. Klasik klişeleri ser üzerime. Bilmeden başlamazsın bencilliğe. Hayat eze eze öğretir sana seçmeyi. Fikirlerini alabilir misin eline? Ya da hissettiklerini söyleyebilir misin yüzüme? Ikın bakalım beğenmediklerini ortaya, hangimiz taşıyabilir gerçekleri bu dünyada.

Geri döndürülemez işlemler silsilesidir hayat. Kimi yanarak dönüşür başka bir metaya, hayat ihtiyaç duymaz dramatik bir temaya ona bu yargıları yükleyen sensin ta ki dönüşene kadar çaresiz bir mevtaya. Kimi metamorfozdan sonra güzellik saçar doğaya. Bense bilinmezlikler içerisindeyim. Bilmeden yaptıklarımın esaretindeyim. Geri döndürmek istediklerim yok ama dönüşüp de yaptıklarımın çilesindeyim.

Yenilen! Başlamak için… Yeniden başlamak için… Her hataya bir kurban versem de. Her hatadan biraz daha büyüsem de. Bir çocuk gibi öğreniyorum. Büyümeye direniyorum. İçimde hayaller… İçinde hayaller var hayatın. Düzelte düzelte ilerlemek mecburi istikamet. Çok istesem de boş vermek imkânsız.

Aklımla kalbim ittifakı bırakalı çok oldu sanırım. Nasılsa bir sonraki raunttan payımı alırım.

Aykut ÇAVDAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu