GENÇLİĞİMİN TILSIMI
Tılsımlı rüyaların esiriymişim
Yaşım on dokuz, başım gök ekinlerde başakmış
Gözüm kara, dilim şiirden uzak, lalmiş
Her gece bir kırat üzerinde masal diyarlarını
Gün doğumuna dek fethedermişim
Ölüm anlamsız bir kelime
Aşk garip oyun, sevda denilen filmlerde
Türkan Şoray’mış, şarkılarda Sezen Aksu
Çok da önemi yokmuş mevsimlerin
Kışları yağmurlu yazları buğulu
Aklı başındaymış herkes
Kavak yellerini hiç bilmemişim
Anadolu güneyinde Akdeniz’in kıyısında
Denizin büyüttüğü mavi bir çocukmuşum
Katrankara kentlere yirmi beşinde yakalanmışım
Geçerken bozkırları cam kenarı bir otobüste
İlk kez geride kalanlarıma ağıt yakmışım
Tılsımlı rüyaların esiriymişim
Meğer gençlik en güzel şiirmiş
Yazılırken kaderin elinde her an’ım
Ben sevdaların yılmaz Kara Murat’ı olmuşum
İçime ilk kez bir kurt düşmüş
Kemirmiş gün gün gönül duvarlarımı
Ah be gençlikten kalan sevda yanığı tenimle
Denizlerden uzak, mavilerden eksik
Katrankara bir kentin sokağında içime
Şubat soğuğunda düşmüş şairlik cemresi
Karaladığım her satırda ayrılıklar dizilirken
Sonra sonra anlamışım, gençliğimin
Tek güzeli, rüyalarımın tılsımı senmişsin
Mehmet Özcan YASDIBAŞ