Gezi

Çaresizlikten Gelen Çare

Yıl: 1945

  1. Dünya Savaşı döneminde yaklaşık 3 milyonu geçen insan Sovyetler Birliği’nden sürgün edildi.

Sürgün edilen Türklere Ruslar’ın çok acımasız ve haince davrandığı tüm kaynaklarda geniş geniş yer buldu.

Bu sürgün hakkında hemen hemen hepimizin bilgisi olsa da yine bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın sözünden yola çıkarak tepkisiz kaldık.

Bu arada sizlere haksızlık ettim. Sizler şu anda deterjan almayarak malum yere çok büyük tepki gösteriyorsunuz.

Neyse, ben size bu yazıda ne Kafkas Sürgünü’nü ne de Gazze’den bahsedeceğim.

Çıkmış olduğum Dünya Lezzet Yolculuğu’nda Kazakistan’da duymuş ve çok etkilenmiş olduğum bir hikâyeden bahsedeceğim.

Günün birinde Orta Asya ülkelerine giderseniz, bu ülkelerin pazarlarında satılan küçük beyaz top gibi bir ürün göreceksiniz.

Bu ürünün adı kurt…

Kazakistan dağlarına sürgün edilen Kafkas Türkleri, Ruslar tarafından resmen soğukta bekleterek açlığa ve ölüme mahkûm edilmişlerdi. Çevre Kazakistan köyleri Türklere yardım etmek istese de Rus askerleri buna engel oluyordu.

Kazakistanlı köylüler ise Türklerin bu durumuna çok üzüldükleri için bir şey yapmak istiyorlardı ama Rus askerlerinin tavrı çok netti.

“Eğer yardım ederseniz, siz de ölürsünüz.”

Bu kadar net ve kesin tesir almalarına rağmen, Kazakistanlı köylüler pes etmediler.

Bir yemek kaşığı kadar yoğurdun içine az tuz koyarak avuç içlerinde yuvarladılar. Çocukken oynadığımız bilye veya misket büyüklüğünde olan bu yoğurt ve tuz karışımını güneşe serip sertleşmesini sağladılar.

Daha sonra Rus askerlere giderek Türkleri sevmediklerini ve buradan götürmelerini istediler. Aksi takdirde Türklere kötü davranacaklarını Rus askerlerine söylediler.

Ruslar bu durumdan çok memnun oldu. Artık Kazakistanlı köylüler de Türkleri sevmiyordu.

Sonra hakaret içeren sözlerle bu güneşte kuruyan sert yoğurt toplarını Türklerin üzerine atmaya başladılar.

Rus askerleri, Kazakistanlılar’ın Türklere taş attığını düşündükleri için çok mutlu olurken, Türkler de Kazakistanlıların kendilerine niye bu kadar kötü davrandıklarına anlam veremiyordu.

Yaklaşık 1 hafta boyunca Türkler bu durumu anlamadı ve Kazakistanlıların kendilerine taş attığını zannetti. Ruslar ise gün geçtikçe bu durumdan çok memnun olmaya başlamışlardı.

Nasıl oldu ise Türklerden biri durumun farkına varıp şiddet dolu sözlerle gelen bu şeyin taş olmadığını ve yiyecek olduğunu fark etti. Ve Rus askerlerine çaktırmadan onları yiyerek ayakta kaldılar.

Bu durum Orta Asya Türkleri tarafından hafıza benliklerinde çok büyük yer ettiği için çok tatsız bir şey olsa da hala önemli günlerinde ve misafir geldiklerinde mutlaka masada bulunduruyorlar.

Nerede olursa olsun, bir insanın yaşamı için risk alıp insan hayatına dokunanlara selam olsun…

Herkesin kendine göre yurt dışında gitmek istediği bir ülke veya tatil planı vardır. Hepsine sonsuz saygı duyarım.

Avrupa ve sosyal medya etkisinden kurtulup gösteriş tatili yerine Orta Asya ülkelerine kültür turu düzenlemenizi çok ama çok isterim.

Çıktığınız herhangi bir yolculukta denk gelmek ve görüşebilmek ümidiyle…

Saygılarımla…

Fevzi ERDEN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu