Edebiyat

Aşkın Kovuğu

 

Michael Jackson ceketiyle havalı havalı geliyordu yine Adil abi. Apartmanımızın hatta mahallemizin en karizmatik abisiydi. Yarım siyah eldivenleri, çivili parlak noktalı ceketi, enseden uzayan kıvır kıvır saçlarıyla hepimiz ona hayranlık duyardık.

Henüz yirmili yaşlarının başında olmanın verdiği kıpır kıpır duygularıyla bizi etrafına toplar, Neşeli Günler filmindeki Ziya gibi anlattığı abartılı hikayelerle gülmekten karnımıza ağrılar girmesine sebep olurdu. Mahallenin bıçkın delikanlısıydı Adil abi. Tüm kızlar ona aşıktı, bütün aşk mektupları ve çıkma teklifleri ona gelirdi. Biz de inanmış gibi yapar onu bozmazdık.

Üst komşumuzun kızına aşıktı aslında o, bunu hepimiz biliyorduk. Doksanlı yıllarda genç bir erkek bir kıza aşıksa eğer mahalledeki en küçük çocuğu bulur ve tutuşturuverirdi eline aşkını ilan ettiği mektubunu.  Ufaklığa bir de çikolata ya da dondurma ısmarladı mı tamamdı orada postacılık işi. Yine böyle kaçıncı mektubuysa bilemem ret cevabı almıştı Perihan abladan. Usanmadan yazıyor, çıkma teklif ediyordu ama Perihan abla bir türlü evet demiyordu. Biz de çocuğuz ya Brezilya pembe dizileri gibi takip ediyorduk heyecanla olanı biteni.

Bir gün Adil abi hepimizi bakkala götürdü. O yılların meşhur leblebi tozlarından ve piyasaya yeni çıkan, patlatınca dudağa yapışmayan Big Babol sakızlarından aldı. Çok mutluydu, anladık ki Perihan abla çıkma teklifini kabul etmişti. Havalara uçuyordu sevincinden, zafer kazanmış komutan edasıyla kasıla kasıla yürüyordu. E tabi bu olaydan en iyi  nemalanan da bizler olmuştuk .

Gizli gizli parkta buluşuyorlardı, bizi de bekçi tutuyorlardı az ilerideki sokakta. Adil abi bu, ne isterse yapardık çok seviyorduk onu.

Birkaç ay geçmişti. Perihan ablanın ailesi çıktıklarını öğrenmiş ve Perihan ablayı sokağa göndermez olmuşlardı. Küçük dünyamızda prens ve prenses gibi gördüğümüz bu çift bizim için çok değerliydi.

Annemle Perihan ablanın annesini konuşurken duymuştum. Adil abinin henüz bir işi bile olmadığını, işi olsa bile aile yapılarının birbirine benzemediğini söylüyordu. Çünkü Adil abiler aleviydi; Perihan ablalar ise Sünnî.

Gel zaman git zaman Adil abinin ailesi haber uçurdu kız istemeye geleceğiz, oğlumuzun niyeti ciddi diye. Yok, kesinlikle kabul etmediler. Mezhep farklılığını aşamadılar bir türlü. Halbuki insanlık değil miydi önemli olan, aşk ve sevgi her şeyin üstesinden gelemez miydi?

Olmadı, olamadı bu evlilik. Perihan abla da ailesine karşı gelemedi. Gelenekler ve inançlar ağır bastı bu aşkın karşısında.

Adil abiler taşındılar bu olaydan üç beş ay sonra. Çok üzülmüştük bizi eğlendiren, seven ve öykülerimizin baş kahramanı olan abimizin gidişine.

Büyüyüp genç bir kız olduğumda bu hazin aşk öyküsünü hiç unutamadığımı fark etmiştim. Sağdan soldan sorup soruşturduğumda Adil abinin evlenip Ankara’ya gittiğini, güvenlik görevlisi olduğunu ve kızının adını da Perihan koyduğunu öğrendiğimde içim bir kez daha burkulmuştu.

O an anladım ki, aşkın kovuğu gönüllerin ta içini yuva edinmişse eğer, nereye giderseniz gidin sizinle birlikte geliyormuş.

 

Gamze Kaya Uz

5 Yorum

  1. kalemine sağlık değerli öğretmenim. pek içli bir öykü ve birçok kez şahit olduğumuz kavuşulmayan aşkların yüreklerin aşk kovuğunda son olduığunu hatırladım.

    1. Değerli yorumunu yeni gördüm Mehmet hocam kusura bakma, çok teşekkür ediyorum düşüncelerini yazdığın için.

  2. Kim bilir kaç kişi sevdasını mezhepçilik uğruna kalbine gömdü. Bu konuda gençlerin duygularına saygılı olan ebeveynler biliyorum, oğulları ve kızları çok mutlular.
    Umarım insanımız bu çağ dışı bakış açısından bir an önce kurtulur. Kurtulanlara selam olsun.????

  3. Bir de bunun Türk-Kürt hikayesi var . 7,8 yıl öncesi olmasına rağmen hatıra kalması ve nostalji olması adına yazılmış olan . Askerlikte karşılıklı gönderilen 55 küsür mektuplu . Farklı kültürler, farklı siyasi görüşler,farklı hayata bakış açıları. Çok severek ayrılanlar . Aradan yıllar geçmiş olsa da sevgiye, aşka dair kırıntı kalmamış olsa da , her ikisi de birbirine yakın zamanlarda evlenip birbirine yakın zamanlarda çocuk sahibi olmuş olsalarda ve yine her ikisi de kurdukları yuvada mutlu olsa da hiç bitmeyecek olan bir şey var o da şu acaba şu an ne haldedir ne yapıyordur merakı …
    Artık bir anlam ifade etmiyor tabi ki . Bu hikayenin üzerinden 7,8 yıl geçti. Şirine&Gargamel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu