Anlatmalıyım
ANLATMALIYIM
Dur…
Sus ve dinle…
Çünkü yeter artık…
Pervane olmuş ismin beynimde
Damarlarımdan kan niyetine sana geçersin
Hayır…
Dur, anlatamıyorum sana bu zehir zemberek sevdamı
Biliyorum bu aşk beni zakkum çiçeğine çevirecek
Ve
Ardından Cezayir menekşeleriyle günü uyanacağım
Zaten yüreğime düşen sevdan intiharın farklı bir rengi değil mi
Dur, bekle biraz…
Çünkü üşümeye başladım
Yangın yerine dönmüş bu yüreğim ısıtamıyor ellerimi
Nedense onlar da biliyor
Sen olmayınca güneş dahi ısıtamayacağını
Sensiz sadece ellerim değil, gözlerim de üşüyor
Biraz daha bekle…
Nefes alamadım bir an, kusura bakma
Hep böyle olur zaten
Seni biraz olsun anlatmaya çalışsam
Nefesim kursağımda tıkanmalara neden olur
Lakin anlatmalıyım, taşıyamıyorum bu sevdayı
Taşıyor gözlerimden parmak uçlarıma kadar
Yok, yok olamaz veya olmamalı
Beynim çınlamaya başladı
Karıncalar bir ismi fısıldıyor çünkü
Eğilip kulak veriyorum
Zehr-i Sinan
Zehr-i Sinan
Zehr-i Sinan
Yok artık
Bunlar da mı aşkımdan nasiplendiler
Tüm rakiplerimi öldürmeliyim
Aşkım kan kokmalı
Kızılcık şerbeti içirmeliyim
İlk önce bu karıncalardan başlamalı
Atom bombası mı atsam yuvalarına
Olmaz deli olduğun belli etmemeliyim
En iyisi intihar süsü vermek
Tüm karıncaların boynuna bir halat getirmeli
Ve tabureyi bir tekme!
Oh be!
İntihar etti tüm karıncalar ve kurtuldum
Dur…
Rüya görmüyorum değil mi
Gülümsüyorsun bana gözbebeklerinin
Yeni dişi çıkmış haliyle
Elbette güleceksin,
Aşkın ağlamaklı kahkahalar bıraktı saç diplerimde
Kaybettim kendimi galiba, biraz bekle
Bir sokak lambası bulayım
Karanlığa düşmüş ruhumu aydınlatmalıyım
Dur, son kez dinle
Bu şiir bitmez biliyorum
Çünkü sana olan sevdamı şiirlerimle ısıtamıyorum
Ben ki bir bedeviyim kızgın çöllerde
Seni bulmalıyım tüm isyanlı gülüşlerde…
Sinan Salih Güngör